Söyleşi : Didem Üst
“Hala alışmaya çalışıyorum”
‘Sevginin Son Kanıtı’, bir annenin kızının yıllarca süren acılarına son vermesinin hikayesi. 17 yıl boyunca çocuğunu yaşatmaya uğraşıp, bunun gerçekleşmeyeceği tıbben kanıtlanınca da onu ölüme uğurlayan bir annenin tanıklıkları, duyguları, hala dünyanın her tarafında tartışılmaya devam eden ötenazi tartışmalarına da bir katkı niteliğinde… Meral Tüzün, kızı Berivan’ın acı hikâyesini ve onu hayatta tutma mücadelesini bir kitapta toplamış. O öyle bir anne ki, kızının acılarına son verebildi ve kızı bu dünyada yokken bile onu yaşatmayı başarabiliyor.
Kızınızın okula başladığı günlerde sağlığıyla ilgili şüpheleriniz başlamış. Kitapta şöyle bahsediyorsunuz; “Okula başlayalı iki ay olmasına rağmen Berivan’ın neşesi yoktu. Okulun ilk günlerinde duyduğu korku hiç azalmamıştı. Kendine olan güveni, neşesi uçup gitmişti sanki. Ben, bunun sadece bir zaman meselesi olduğunu düşünüyordum. Okula yeni başlamıştı, yeni ortama alışması için birkaç hafta daha gerekiyordu” Berivan nasıl bir çocuktu?
Çok sağlıklı ve hareketli bir çocuktu. 1 yaşında her çocuğun geçirebileceği gibi oda çocuk hastalığı olan “kızamık “geçirdi. Normalde böyle bir hastalık geçirildiğinde vücut buna karşı bağışıklık kazanır ve bir daha hastalık tekrar etmez. Fakat Berivan’da bu böyle olmadı. Yıllar sonra o virüs aktif duruma geçerek beyine yerleşip tahribat yapmaya başladı.